EZ-KURDİSTANİM
Ez-Kurdistanim Paylaşım Platforumuna Hoş Geldiniz.Forumu Daha Güvenli Dolaşmak İçin Lütfen Üye Olunuz. İyi Eğlenceler Dileriz. EZ-KURDİSTANİM FORUM YÖNETİMİ.
EZ-KURDİSTANİM
Ez-Kurdistanim Paylaşım Platforumuna Hoş Geldiniz.Forumu Daha Güvenli Dolaşmak İçin Lütfen Üye Olunuz. İyi Eğlenceler Dileriz. EZ-KURDİSTANİM FORUM YÖNETİMİ.
EZ-KURDİSTANİM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

EZ-KURDİSTANİM

EZ-KURDİSTANİM PAYLAŞIM PLATFORUMU
 
RadyoAnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» Bilgisayarın Kullanım Amacları
Biyokimya nedir? Icon_minitimePerş. Şub. 18, 2010 1:29 pm tarafından Dogan

» Bilgisayar Donanımları Ve Görevleri
Biyokimya nedir? Icon_minitimePerş. Şub. 18, 2010 1:28 pm tarafından Dogan

» Bilgisayarın Tarihcesi
Biyokimya nedir? Icon_minitimePerş. Şub. 18, 2010 1:27 pm tarafından Dogan

» Bilgisayar Tarihi
Biyokimya nedir? Icon_minitimePerş. Şub. 18, 2010 1:25 pm tarafından Dogan

» ****** Ve Erdoğan
Biyokimya nedir? Icon_minitimeCuma Şub. 12, 2010 5:22 pm tarafından Dogan

» Kendini zeki sanan adam
Biyokimya nedir? Icon_minitimeCuma Şub. 12, 2010 5:12 pm tarafından Dogan

» Bakın Cocuk Nasıl Korkuyor...
Biyokimya nedir? Icon_minitimeCuma Şub. 12, 2010 4:53 pm tarafından Dogan

» Bunu İZleyin Gülmekten Kırılacaksınız...
Biyokimya nedir? Icon_minitimeCuma Şub. 12, 2010 4:52 pm tarafından Dogan

» ŞaKALARA BAKIn
Biyokimya nedir? Icon_minitimeCuma Şub. 12, 2010 4:49 pm tarafından Dogan

» İŞTE KOMİK DİE BEN BUNA DERİM
Biyokimya nedir? Icon_minitimeCuma Şub. 12, 2010 4:42 pm tarafından Dogan

» EZ-KURDİSTANİM DJ
Biyokimya nedir? Icon_minitimePerş. Ocak 28, 2010 2:42 pm tarafından XaLo

» Kurtlar Vadisi Irak Online İzle
Biyokimya nedir? Icon_minitimeCuma Ocak 22, 2010 1:02 am tarafından XaLo

» Recep İvedik 2 Online İzle
Biyokimya nedir? Icon_minitimeCuma Ocak 22, 2010 12:57 am tarafından XaLo

» Recep İvedik 1 Online İzle
Biyokimya nedir? Icon_minitimeCuma Ocak 22, 2010 12:56 am tarafından XaLo

» Güneşi Gördüm Filimi Online İzle
Biyokimya nedir? Icon_minitimeÇarş. Ocak 20, 2010 5:23 pm tarafından XaLo

» Issiz Adam Filimi Online İzle
Biyokimya nedir? Icon_minitimeÇarş. Ocak 20, 2010 5:05 pm tarafından XaLo

» O Şimdi Mahkum Filimi Online İzle
Biyokimya nedir? Icon_minitimeÇarş. Ocak 20, 2010 4:48 pm tarafından XaLo

» Belgesel Ekleyebilmek İçin Lütfen Okuyunuz.
Biyokimya nedir? Icon_minitimeÇarş. Ocak 20, 2010 1:15 pm tarafından XaLo

» Belgesel Ekleyebilmek İçin Lütfen Okuyunuz.
Biyokimya nedir? Icon_minitimeÇarş. Ocak 20, 2010 1:14 pm tarafından XaLo

» Filim Ekleyebilmek İçin Lütfen Okuyunuz.
Biyokimya nedir? Icon_minitimeÇarş. Ocak 20, 2010 1:13 pm tarafından XaLo

Radyo

 

 Biyokimya nedir?

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
XaLo
Supervisor
Supervisor
XaLo


Mesaj Sayısı : 191
Kayıt tarihi : 07/12/09
Yaş : 34
Nerden : Ä°stanbul

Biyokimya nedir? Empty
MesajKonu: Biyokimya nedir?   Biyokimya nedir? Icon_minitimePtsi Ara. 28, 2009 5:35 pm

Biyokimya, bitki, hayvan ve mikroorganizma biçimindeki bütün canlıların yapısında yer alan kimyasal maddeleri ve canlının yaşamı boyunca sürüp giden kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalıdır.
Biyokimyanın amacı her şeyden önce, hücre nin temel bileşenleri olan protein, karbonhidrat, lipit gibi organik bileşiklerin ve yaşamsal önem taşıyan kimyasal tepkimelerde en büyük rolü oynayan DNA nükleik asitlerin, vitaminlerin ve hormonların yapısal ve nicel çözümlemesini yapmaktır. Canlılardaki protein bileşimi, besinlerin enerjiye dönüşmesi, kalıtsal özelliklerin kimyasal mekanizmalarla iletilmesi gibi yaşam süreçlerinin araştırılması da yine biyokimyanın ilgi alanına girer.


NÜKLEOTİTLER: Nükleotitler çok çeşitli biyokimyasal süreçlerde yer alan, düşük moleküler ağırlıklı hücre içi moleküllerdir. Bilinen en önemli özellikleri pürin ve pirimidin nükleotitle-rinin hücresel DNA ve RNA moleküllerini oluştur­malarıdır. Pürin ribonükleotitlerinin yine yaşam aktivitesi açısından büyük önem taşıyan yüksek enerjili ATP moleküllerinin kaynağı olduğunu da belirtmek gerekir. Adenin nükleotidi aynı zaman­da Önemli koenzimlerin yapısında da yer alır. Piri­midin nükleotitleriyse nükleikasitlerin monomer üniteleri olmalarının yanı sıra karbonhidrat me­tabolizmasında ve lipidbiyosentezlerindeyer alan yüksek enerjili ara moleküller oluştururlar. Nük-leozitler, pürin ya da primidin bazlarının bir şeker molekülüyle friboz ya da deoksiriboz) birleş­mesiyle oluşan yapıdır. Örneğin adenozin nükleozidi, adenin ve D-ribozun birleşmesinden oluşur. Nükleotitlerse nükleozitîerin şeker yapısındaki bir ya da daha fazla serbest hidroksil grubunun fosforillenmesiyle oluşan yapılardır. Örneğin adenozin monofosfat (AMP) nükleotidi adenozin ve
fosfattan oluşur.Pürin ve pirimidinlerin doğada oluşan serbest baz biçimleri nükleozit ve nükleotit olarak bulunan biçimlerinden daha fazla oranda bulunurlar.

[img]Biyokimya nedir? 11810[/img]

PROTEİNLER: Serum proteinleri albumin ve globulinlerden oluşmuştur. Plazmada ise bunlara ek olarak fibrinojen vardır. Albumin homojen bir protein molekülüdür. Fakat globulinler en az 4 değişik protein moleküllerinden oluşmuştur. Serum proteinlerinin elektroforeziyle bu globulinler ayrılır ve 2 globulin­ler diye adlandırılır. Aşağıdaki resimler bir elektroforez grafiğini ve fotoğrafım göstermekte­dir. Serumun total protein miktarı % 6-8 g arasın­dadır. Bunun % 3.5-5 g’ı albumin, kalanı globulinlerdir.Serum proteinlerindeki patolojik durumlar genel­likle albumin azalması ya da globulinlerin artışı biçimindedir. Açlık, proteinden fakir beslenme­ler, karaciğer sirozu, hipotiroidi, alkol alınması, nefrotik sendrom, bakteri entoksikasyonları, kro­nik infeksiyonlar, habis tümörler gibi olaylarda serum albumin değerleri azalmaktadır. CXı globulin, total proteinin % 1-5′ini oluşturmaktadır. Kronik infeksiyonlarda, romatoid artritte, akut ve kronik nefritlerde düzeyleri artmaktadır. (X 2-globulin, total proteinin % 8-13′ûnü oluşturmak­tadır. Akut infeksiyonların ilk devresinde, kronik infeksiyonlarda, sistemik lupus eritamatosus, romatoid artritte, viral hepatitte, karaciğer nek­rozunda, sirozda, alfa tip miyelomda artışlar ol­maktadır. *U -globulin, total proteinin % 11-17’sini oluşturmaktadır. En belirgin artışlar sirozda olmaktadır. Ayrıca bazı lipid metabolizması bo­zukluklarında, nefrozda ve beta tip miyelomada dapglobulinler artmaktadır. 2f globulin, total proteinin % 15-25′ini oluşturmaktadır. Bu globu­lin fraksiyonu immunglobulinleri içermektedir. Multiple miyelomada, bazı lösemi türlerinde, si­rozda, aşırı duyarlılık tepkilerinde kolloj en hasta­lıklarında artmaktadır.
SODYUM: “Sodyum” (Na) hücre dışındaki katyonlar arasında en çok bulunan madendir. Sodyum vücudun asit-baz dengesinin ayarlanmasında etkili olduğu gibi, organizmadaki ozmotik basıncın oluşmasına da katkıda bulunarak, vücudun su tutmasını sağlamaktadır. Sodyum aynı zamanda kas hücrelerinin kasılma işlevinde, hücre içi ile hücrelerarası ortam arasındaki su ve elektrolit alışverişinde görev alan bir madendir. Hergün besinlerle ahnan sodyumun miktarı 3 g kadardır. Sodyumun vücuttan atılmasını sağlayan en önemli iki mekanizma ise terleme ve idrardır. Bu nedenlerle sıcakta terlemiş olan kimselerin duşla birlikte bir miktar da tuz almaları gereklidir.Organizmadaki tuz fazlalığı da tuz azlığı da olumsuz sonuçlar yaratmaktadır, örneğin fazla tuzlu yiyen kimselerde kandaki tuz miktarı artmaktadır. Bu ise belli bir tansiyon yükselmesine neden olmaktadır.Bilindiği gibi tansiyon yüksekliği ise damar sertliği ile yakından ilgilidir. Vücutta sodyum azalması kusma, kas güçsüzlüğü ve ağrıları, bilinç bulanıklığı ve solunum yetmezliği belirtilerine yol açabilmektedir. Addison hastalığında kanda sodyum azlığı gelişir. Müzmin böbrek yetmezliğinin başlangıç dönemlerinde de hasta idrar yoluyla çok sodyum kaybettiği için sodyum yetmezliğine (hiponatremi) düşebilir.
Aşağıdaki tabloda bazı yiyeceklerin 100 gramında
Yiyecek Sodyum mg. Potasyum mg.
Sofra tuzu 38750 4
Baking powder 10000 150
Salamura zeytin 1500-5500 70-130
Dereotu 1000-1500 200-250
Tuzlu tereyağı 1000 20-25
Peynir 600-800 90-100
Bisküvi-Çörek 1000-1500 125-150
Ekmek 500-600 125-150
Beyin 125-150 200-250
Böbrek 150-175 200-225
Kuzu eti 75 300
Sığır eti 70 350-375
Kuru baklagil 25 800-1200
Çekilmiş kahve 75 32500
Maydanoz 50 750
Patates 5 425
Ispanak 75 680
Marul 30 800
Domates 3 250
Havuç 50 350
Portakal 2 200
Muz 2 375
Lahana 25 250
Patlıcan 3 220
Elma 2 100
bulunan sodyum ve potasyum miktarları verilmiştir.Hücre dışı sıvıların en önemli kat­yonu sodyumdur. Genel olarak klorür ve bikarbo­nat iyonları ile birleşmiş durumda bulunurlar ve böylece ortamın asit-baz dengesini ayarlarlar. Sodyum aynı zamanda vücut sıvılarının ozmotik baskısını da sağlar ve böylece aşırı su yitimini ön­ler. Vücudun beslenme alışkanlığına göre aldığı günlük tuz oranının % 90-95′i yeniden idrar yo­luyla atılır. Alınan tuzun niceliğiyle diyastolik kan basıncı arasında doğru orantılı bir ilişki olduğu bilinmektedir. Böylece aşırı ölçüde sodyum klorür (sofra tuzu) alınması hipertansiyona neden olur ya da daha önceden varsa artırır.
KALSİYUM: Organizmada öteki zorunlu mi­nerallere oranla en fazla kalsiyum bulunur. 70 kg’lık bir vücudun 1.2 kg’ı kalsiyumdur. Bu raka­mın % 99′undan fazlasını kemikler ve dişler oluş­turur. Kalsiyumun kemiklerin yapısında yer alma­sı kadar bazı hücresel etkinliklerdeki rolü de ya­şam açısından önemlidir. Sinir ve kas fonksiyon­ları, hormonal etki mekanizması, kanın pıhtılaş­ması hücresel hareketlilik ve benzeri birçok önemli olayda kalsiyumun vazgeçilmez görevleri vardır.Kalsiyum duodenum veincebağırsaktan kalsiyıım bağlayıcı proteinin (calmodulin) yardımıyla emilir. ” Dışarı atılımı, kandaki düzeyi 7 mg/dl’nin üzerine çıktığında böbrekler aracılığıy­la olur. Kalsiyum eksikliğinde tetani ve buna bağlı olarak kas ve sinir bozuklukları görülür.
GLİKOZ: Normal kişilerde açlık kan glikoz düzeyi % 70^110 mg arasında değişmektedir. Açlık kanında bu normal değerlerin üzerindeki kan şekeri değerleri hiperglisemi, altındaki de­ğerler ise hipoglisemi diye adlandırılmaktadır. Kandaki glikoz düzeyi % 170 mg’ın üzerine çıkar­sa böbrekler tarafından glikozun hepsi geri emile-mez ve idrara glikoz çıkmaya başlar. Hiperglise­mi en sık olarak şeker hastalığında [Diabetes mel-lîtus] görülmektedir. Genellikle insülin hormonu­nun pankreas bezinden yetersiz salgılanmasına bağlı olan bu hastalıkta, organizmada karbonhid­ratlar gereği kadar kullanılamazlar ve kanda ar­tarak hiperglisemi oluştururlar. Bunların dışında tiroit bezinin fazla çalışmasında (hipertiroidi), böbreküstü bezinin fazla çalışmasında (Cushing sendromu), aşırı adrenalin salgılanmasında, hipofiz bezinin fazla çalışmasında (akromegali) ve bazı karaciğer hastalıklarında hiperglisemi oluşur, yani kan glikoz düzeyi artar. Buna karşın, pankreastan aşırı insülin hormonu salgılanmasını gerektiren patolojik durumlarda, tiroit bezinin az çalıştığı durumlarda (hipotiroidi), böbreküstü be­zinin yetersizliğinde [Addison hastalığı) ve hipofiz bezinin yeteri kadar etkin olmadığı durumlarda kan glikoz düzeyi azalır, yani hipoglisemi oluşur
[img]Biyokimya nedir? 11510[/img]
PORFİRİNLER: Dört tane pirol halkasının metilen köprüleriyle birleşerek oluşturdukları halkalı yapılardır. Örneğin hemoglobin yapısında yer alan demir iyonu ile birleşmiş porfirin hem, ve klorofilin yapısında yer alan magnezyum iyonu içeren porfirinler gibi.Doğada proteinlerle birleşerek, önemli biyolojik süreçlerde yer alan metalloporfirinlerden bazıla­rı şunlardır: A] Hemoglobinler: “GIobin”e bağlan­mış demirli porfirindir. Kandaki oksijen taşınma­sını sağlayan yapılardır. B) Myoglobinler: Omur­galı ve omurgasız canlıların kas hücrelerinde olu­şan solunum pigmentleridir. Myoglobin, hemoglo­binin bir alt ünitesine benzer yapılı moleküldür. G) Sitokromlar: Oksitlenmeredüklenme reaksi­yonlarında elektron taşıyıcı bileşiklerdir. D] Kata-lazlar: Demir içeren porfirinli enzimlerdir. Fiz­yolojik koşullar altmda, yetişkin insanda bir saat­te 100-200 milyon eritrosit parçalanır. Bu duruma göre 70 kg’lık normal bir insanda günde yaklaşık 6 gram hemoglobin ortaya çıkar. Hemoglobin molekülü parçalandığında protein bölümü ya bütün olarak globin biçiminde ya da aminoasit-lerine ayrılarak yeniden kullanıma gider. “Hem” molekülündeki demir de depo havuzlara gider. “Hem” molekülünün demirsiz porfirin bölümü de karaciğer, dalak ve kemik iliği hücreleri tarafından parçalanırlar. Sonuçta biluribin olu­şur. Bihıribin de karaciğerde daha ileri düzeyde metabolizmaya uğrar. Biluribinler aktif taşınma mekanizmasıyla safraya da taşınırlar. Burada safra pigmentlerinin oluşumuna katılırlar. Biluri-binlerin bir bölümü de bağırsak florasında urobilinojenlere dönüşürler
[img]Biyokimya nedir? 11910[/img]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://ez-kurdistanim.yetkin-forum.com
 
Biyokimya nedir?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» IRC nedir ? Mirc Nedir ? Detaylı Acıklama.
» CAM NEDİR?
» Port Nedir?
» Linux Nedir ?
» Modül Nedir? (CI's ve CAM's)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
EZ-KURDİSTANİM :: EĞİTİM :: Ders & Ödev & Tez-
Buraya geçin: